|
Kira
öder gibi ev sahibi olma: Mortgage
“Mortgage”
bugünlerde oldukça sık duyduğumuz bir sözcük. Sözcük anlamı “ipotek,
tutu, rehin” olan mortgage aynı zamanda “başını sokacak bir konut”
isteyen, ancak yeterli birikimi olmayanlar için umut ile eşdeğer. Mortgage
esas itibariyle bir çeşit gayrimenkul finansman sistemini ifade etmek için
kullanılıyor. Yöntemler, genel olarak konut sahibi olmak isteyenlere finans
kuruluşlarınca, konut üzerinden kurulacak ipotek karşılığında 15 - 20 yıl
gibi uzun vadeli konut kredilerinin kullanılmasına dayanıyor.
Batı
ülkelerinde yıllardır uygulanan ve başarılı sonuçlar veren mortgage
sistemi, enflasyonla mücadelede başarılı sonuçlar alınıp, nispeten
istikrarlı bir ekonomi sağlanınca Türkiye’de de gündeme geldi. Henüz
yasal düzenlemeye son şekil verilmese de uygulamanın 2005 yılının ikinci
yarısından itibaren yürürlüğe geçeceği tahmin ediliyor. Nitekim şimdiden
birçok banka “mortgage” sistemi için hazırlıklarını yapmaya başladı.
Oldukça kapsamlı bir içeriğe sahip bu konuyu sizin için genel hatlarıyla
özetledik.
Mortgage
nedir?
Mortgage sistemini en genel olarak kira öder gibi ev sahibi olma modeli olarak
tanımlayabiliriz. Türkiye’de nüfusun ancak yarısının konut sahibi olduğu
düşünülürse, bu sistem çok büyük bir kesimi yakından ilgilendiriyor.
Mortgage sisteminin şu anda konut alırken kullanım oranı sadece yüzde
3’lerde olan bankaların konut kredisi kullanımı oranını da patlatması
gerekiyor.
Mortgage
sisteminin işleyişi ülkelere göre farklılık gösteriyor. Ancak en bilinen
yöntemler Amerikan ve Alman modeli olarak adlandırılıyor.
Yöntemlerin
özü, konut sahibi olmak isteyenlere finans kuruluşlarınca, konut üzerinden
tesis edilecek ipotek karşılığında 15-20 yıl gibi uzun vadeli konut
kredilerinin kullanılması. Kredilerden doğan alacaklar İpoteğe Dayalı
Menkul Kıymet Kuruluşları’na devrediliyor ve bu kuruluşlar devraldıkları
alacaklar karşılığında ipotek yatırım fonu veya varlığa dayalı menkul
kıymet ihraç ederek, satıyorlar. Yani sistem kendi kendini besliyor. Konut
kredilerinin menkul kıymetleştirilmesinden elde edilen fonlar, tekrar sisteme
aktarılıyor ve böylece finans kuruluşları uzun vadeli konut kredilerini
finanse edebiliyorlar.
Banka,
müşteri adına müşterinin talep ettiği bir gayrimenkulü peşin olarak satın
alarak mülkiyeti müşteriye devrediyor. Ancak müşterinin bankaya borcunun
karşılığı olarak mülk ipotek ediliyor. Müşteri bankaya borcunu belli bir
ödeme planına göre, önceden belirlenmiş bir vade sonuna dek aylık ödemelerle
kapatıyor.
"Mortgage"
sisteminin var olan konut kredilerinden en büyük farkı çok daha uzun
vadelere yayılması. Genellikle 20 ila 30 yıllık vadeler söz konusu olması,
aylık ödemeleri kira ödemeleri derekesine indiriyor. Zaten sisteme “kira öder
gibi ev sahibi olma” sloganını atfedilmesine neden olan da işte bu.
|